23 NİSAN VE ÇOCUK OLMAK
İnsan hayatı çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi dönemlere ayrılır. Her dönemin kendine özgü güzellikleri olmakla birlikte hayatın en güzel yılları bana göre çocukluk yıllarıdır. Düşünsenize endişe yok, kaygı yok, yetişkinleri yoran, meşgul eden birçok konudan uzaksınız, aklınız oyunda, eğlencede. Hayatın kendisi gibi, çocukluk yılları da tabii ki geçici, bir bakmışsınız zaman akıp gitmiş ve hayat koşturmacasında sizler de yerinizi almışsınız.
Madem çocukluk yılları geçici, o zaman bütün insanlara ve devletlere düşen önemli görevlerden birisi her çocuğa çocukluğunu mutlu ve huzurlu yaşayabileceği bir ortam hazırlamak değil midir? Gelin görün ki gerçekte pek öyle olmuyor. Savaşlar, gelir dengesindeki adaletsizlikler, yoksulluk, kıtlık durumları dünyadaki bazı çocukların çok iyi imkanlara sahip olmasına rağmen bazı çocukların birçok imkandan yoksun olmasına neden oluyor. Çocukluğunu yaşatamadığımız her çocuk için bizler büyükleri olarak vebal altındayız.
Aslında çocuklara çocukluklarını yaşatma ve onlara sahip çıkma konusunda bir çok mekanizma geliştirilmiş durumda: Uluslararası düzeyde UNICEF veya resmi adıyla Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, dünya genelinde çocuklara insani ve gelişimsel yardım sağlamaktan sorumlu bir kuruluştur. Yine ülkelerdeki Aile ve Eğitim Bakanlıkları ile bunlara bağlı kuruluşlar, birçok sivil toplum örgütü çocuklarla ilgili çalışmalar yapmakta ve onların mutlu bir hayat sürmelerini sağlamaya çalışmaktadır. Çocukların hak ve hukuklarını korumak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde Çocuk Haklarına Dair Sözleşme kabul edilmiştir.
54 maddelik bu sözleşmenin aslında her maddesi önemli; ama burada sadece birkaç maddesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Madde 2
- Taraf Devletler, bu Sözleşme’de yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana–babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları, ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.
Madde 6
- Taraf Devletler, her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler.
Madde 11
- Taraf Devletler, çocukların yasadışı yollarla ülke dışına çıkarılıp geri döndürülmemesi halleriyle mücadele için önlemler alırlar.
Madde 28
- Taraf Devletler, çocuğun eğitim hakkını kabul ederler ve bu hakkın fırsat eşitliği temeli üzerinde tedricen gerçekleştirilmesi görüşüyle özellikle:
- İlköğretimi herkes için zorunlu ve parasız hale getirirler;
- Ortaöğretim sistemlerinin genel olduğu kadar mesleki nitelikte de olmak üzere çeşitli biçimlerde örgütlenmesini teşvik ederler ve bunların tüm çocuklara açık olmasını sağlarlar ve gerekli durumlarda mali yardım yapılması ve öğretimi parasız kılmak gibi uygun önlemleri alırlar;
- Uygun bütün araçları kullanarak, yüksek öğretimi yetenekleri doğrultusunda herkese açık hale getirirler;
- Eğitim ve meslek seçimine ilişkin bilgi ve rehberliği bütün çocuklar için elde edilir hale getirirler;
- Okullarda düzenli biçimde devamın sağlanması ve okulu terketme oranlarının düşürülmesi için önlem alırlar.
Ülkemize gelecek olursak; Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 23 Nisan 1921’de Milli Bayram olarak kutlanmasına karar verilen 23 Nisan Bayramı’nı, 23 Nisan 1929 tarihinde çocuklara armağan etti. Böylece 23 Nisan ilk defa, 1929 yılında Çocuk Bayramı olarak kutlandı.
23 Nisan, 27 Mayıs 1935 tarihinde çıkarılan Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile “Ulusal Egemenlik Bayramı” olarak kutlanmaya devam edildi.1981 tarihli Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun’da, 20 Nisan 1983’te yapılan değişiklikle, 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nın adı, “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirildi.
1979 yılında ilk olarak 6 ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınan bu milli bayramda, dünyanın birçok ülkesinden çocuklar Türkiye’ye gelmeye başladı. Türkiye, dünyada çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke. Bu durum bizim için bir övünç ve sevinç kaynağıdır.
Son cümle olarak Filistin ve Doğu Türkistan başta olmak üzere bütün dünya çocuklarının aynı şartlarda yaşam sürdüğü ve çocukluklarını doyasıya yaşadığı bir dünya temennisi ile tüm çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramı’nı tebrik eder, tüm okurlarıma sağlıklı günler dilerim.