Çocuksan kaderin baştan yazılacak muhtemelen
Meryem Ödemiş Eriş-
Her gün geçtiğim şu kaldırım nelere şahit oldu kim bilir diye başladı düşünen kelimelerim. Her gün gördüğüm şu ağaç beni ne çok mutlu etti. Bahar oldu pembe çiçeklerini koydu gönlüme, sonbahar yapraklarını sundu şölen gibi ömrüme. Kar yağdı, rüzgar esti, bu ağaç buradaydı tüm duygularımda. Yolu dönünce selam verdiğim esnaf kardeşim bir bakışımdan anlamaz mıydı o gün nasılım.
Aşinaydım soğununa, sıcağına, insanına, pazarına, okuluna, camisine.
Sonra düşündüm. Her şeyin bir toz bulutuna, bir yıkıntıya dönüştüğünü. İnsanların hemen gidemeyişini haklılıkla anladım. Belki yürüdüğü sokakları bulamayacak ama yıkılan yuvasında bir anı olsun aramayacak mı?
Bir köşede sayfası yarın okurum diye kıvrılmış bir kitap gözüme çarpıyor. Yarın yok işte. Yarın tüm yaşadıkların toz , kırık, acı ve kaos.
Sakladığın çocuğunun ilk patiği, ilk oyuncağı, ilk karnesi, ilk saçı…ilk fotoğrafı
Şimdi çocuğunun bir sesini duymak için günlerce çabaladın çığlık attın sonuçsuz ufuklara.
Hayatın boyunca çalıştın, çabaladın okudun adam oldun. Uykusuz gecelerin, gidemediğin tatillerin, evinin yolunu bulamadığın günlerin oldu çalışmaktan. Şimdi evin yok, sen yoksun, geçmişin yok.
Çocuksan kaderin baştan yazılacak muhtemelen. Başka insanlar çizecek yolunu. Şefkati bol yüreklere çıkarsa yolun işin biraz daha kolay.
Hayat bir yere koyduysa seni sıfırdan şanslısın. Yeniden başlamak için bir şansın daha var. Elinde olanlar seni mutlu ediyorsa hiç durma yeni şeyler inşa et.
Tüm bunları niye yaşadığını unutma ama. İşini iyi yapmayan, iş ahlakı olmayan, cebine üç kuruş daha fazla para girsin diyen bazıları demirinden, çimentondan, betonundan çalıp seni yarınsız bıraktılar. Bunu hiç unutma.
Coğrafya kaderdir, böyle diyor yazanlar. Evet kaderdir. Bilim ve fen diye de bir şey olduğunu, bunu kullananların aynı kaderi yaşamadığını unutma.
Şimdi ben bunları yazıyorsam aynı kaderin yolcusu olduğumuz için. Sen orada onları yaşadın, ben burada elimden ne geliyorsa yaptım. Yapacağım da. Bende olan, sende olmayan. Çokmuşuz zaten. Her şeyimiz çokmuş. Azla da yaşanırmış, kefen bile bulunmayınca anladık.
Günü gelince yine el ele kalkıp yürüyeceğimiz güne kadar da yazmaya devam edeceğim.
Ve zaman usulca fısıldadı:” Her şey geçecek…Sen yeterki geç kalma.”
Meryemce♥️